top of page

Hikmet Kıvılcımlı'dan: İslamlık ve Sosyalizm


SineQuaNon



İşin aslına, Yani “Kur’an”casına (Allah’ın Kitabındaki buyruğuna) bakılırsa, daha iyi anlaşılır. Müslümanlık, her gerçekten devrimci sosyal doktrin gibi, sosyalizme dek varır. Hz. Muhammed’in temsil ettiği ilk İslamlık ve şeriat, değil fethedilen toprakları, taşınır ganimetleri bile, hatta fetihten sonra ortaya çıkan “fey”leri bile, Müslümanlar arasında ortaklaşa benimsemek prensibine dayandırır. Ganimeti olduğu gibi bütünüyle ve toptan Tanrı’ya adar, yani ortak Müslüman mülkü yapar. Kişiler arasında hemen paylaşmaya gitmez.

Müslümanlığın ilk sayılı kutsal savaşı, Bedr Gazvesi’dir. Bir avuç insan arasında yapılmış küçük bir yol kesicilik gibi görünse de, anlamca erişilemez yücelikte bir dönüm davranışıdır. O zamana dek sırf platonik (Eflatuni) sözlerle vaaz (konferans) ve nasihat (öğüt) vermekten öteye geçmeyen İslamlık, ilk kez Bedr Kuyusu başında, Mekke mütegallibesinin Şam’dan yeni zenginlikler getiren kervanını vurmakla laftan işe geçmiştir. Ondan sonra İslamlığın bütün düşünce ve davranışları bu kesin momentle belirlendirilmiştir. Onun için, küçük Bedr Gazvesinin anlamı, dünya ölçüsünde en büyük yüceliş, kutsallık kazanır.

Bedr Gazvesinde zafer Müslümanlarda kalıp da, orada ele geçen değerlere sıra gelince, ilk ayrılık belirdi. Gençler “Cengi biz ettik!”; yaşlılar “Bozulsanız bize sığınacaktınız!” diyerek ganimeti bir türlü paylaşamıyorlardı. Hz. Muhammed, inandığı ve elçisi bulunduğu Allah önünde bu çıkar çekişmesine içerledi. Müslüman’ın din uğruna ülkücül dövüşünü bekliyordu. “Müminler” (İnanmışlar) ise, açıktan açığa dünya malına kavuşma hırsıyla parlamışlardı. Bunun üzerine Kur’an’ı Kerim, ganimet tamahıyla çekişen taze Müslümanlara şu keskin zılgıdı yaptı:


Yes’elune ke an’il Enfal. Kul: el Enfal’ü lil Lahi ver Resul Fe’ttekul Lahe ve Eslahü zate beyneküm ve etıy’ul Lahe ver Resul’hu: in küntüm Müminiyn!” (Senden Ganimet soruyorlar. De ki: Ganimet TANRININ ve PEYGAMBERİNDİR. Eğer siz inanmış (mümin) iseniz tanrıya boyun eğiniz. İşi aranızda düzenleyiniz. Ve Allah ile Peygamberine itaat ediniz (Enfal Suresi. 1. Ayet).


Bugün hâlâ -gözü kararmış vurguncu, derebeyi ezgici olmayan- her mümin ve Müslüman, o Ganimet Suresi’nin en birinci Ayet’ini bir, bir daha namusluca okuyup anlamaya çalışabilir. Kur’an ortadadır. Gelmiş geçmiş hiçbir zalim onun kılına dokunamamıştır. Müslümanca savaş, hiç kimseye kişi olarak bir imtiyaz tanımaz. “inne me’l müslimune ihve- Hiç kuşku olmasın ki Müslümanlar kardeştirler.” Ama emperyalist ajanlarının Müslümanlar içinde casus örgütü olarak parayla kurduğu “Müslüman Kardeşler” değildirler. Herkesin karınca kaderince elbirliği ile kazanılmış herhangi zaferin nimetinden kimse aslan payı alamaz. Doğrusu hakkı da yoktur.



Osmanlılık İslamlığın rönesansıdır. Bu ruhla Osmanlılar, toprak ekonomisinde Allah’ı daha iyi anlamış gibidirler. Hiç değilse derebeylileşmeden önceki osmanlı çağları, hep daha çok ilk Kur’an emrine uymayı beceri ile yorumlamışlardır. Çünkü, Türklerin sosyal yapıları, Allah’a, öteki derebeylileşmiş İslam saltanatlarından daha yakındır. Yani toprağın çoğunluğunu kişi mülkü etmek, ilk Türklerin göçebe ruhlarına bir türlü elveremez. Toprağı Tanrı mülkü gibi görmek daha kolaylarına gelir.


Kaynakça

Hikmet Kıvılcımlı, Osmanlı Tarihinin Maddesi, Yordam, 2020, s. 394-396, 399Hikmet Kıvılcımlı, Osmanlı Tarihinin Maddesi, Yordam, 2020, s. 394-396, 399.

bottom of page